26 Ağustos 2025 Salı

Diyarbakır Kenti Civarında Dicle Nehri Vadisinde Zamansal ve Çevresel Değişimin Uzaktan Algılama Teknikleriyle İncelenmesi

 

Sabri KARADOĞAN

Prof.Dr. Dicle Üniversitesi, Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi, Diyarbakır, skaradogan@dicle.edu.tr

Nesretullah SATAR

Coğrafya Öğretmeni, Alaşehir Fen Lisesi Manisa/ Türkiye, mail: nusretsatar@gmail.com

M. Tahir KAVAK

Dr. Öğr. Üyesi, Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi, Fizik Eğitimi Anabilim Dalı, Diyarbakır/ Türkiye, mail: mtkavak@gmail.com

 

ÖZET

Akarsu vadileri ve yatakları nehir  ekosistemleri için hayati öneme sahip doğal ortamlardır. Su kaynaklarının ve nehir akış dinamiklerinin zaman içinde nasıl değiştiğini anlamak, özellikle iklim değişikliği ve insan faaliyetleri nedeniyle, önemli çevresel sorunlara işaret edebilir. Nehir yatak değişikliklerin belirlenmesi arazi kullanımı açısından da önemlidir. Bu bağlamda, Dicle Nehri'nin su yüzey alanı ve nehir yatağı değişikliklerinin seyri çevresel sürdürülebilirlik için kritik öneme sahiptir.

Bu çalışmada, Google Earth Engine (GEE) kullanarak Landsat 4, 5, 7 ve 8 uydu görüntüleri aracılığıyla Diyarbakır kenti civarında Dicle Nehri'nin 1990-2020 yılları arasında su yüzeyi değişimi ve nehir yatağı dinamikleri analiz edilmiştir. Normalized Difference Water Index (NDWI) kullanılarak nehirdeki su yüzey alanı hesaplanmış, yatak yönelimleri belirlenmiş, değişimler ve eğilimler grafiklere dönüştürülerek analiz edilmiştir.

Elde edilen sonuçlara göre özellikle yanlış arazi kullanımı ve kum ocaklarının faaliyeti nedeniyle yatak bozulmaları ve beraberinde toprak nemi değişimleri gözlenmiştir.  Ayrıca tüm müdahalelere rağmen nehrin kendi doğal gelişim seyrine bağlı olarak ve tektonik hatlara, litolojik zayıf zonlara intibak ederek yatağını aşındırması nedeniyle, Dicle nehri vadisinde öngörülemeyen çevresel değişimlerin kütle hareketlerinin ve doğal afetlerin meydana gelmesi kaçınılmazdır.

Anahtar Kelimeler: Diyarbakır, Dicle Nehri, Uzaktan Algılama, Arazi kullanımı.

EXAMINATION OF TEMPORAL AND ENVIRONMENTAL CHANGE IN THE DICLE RIVER VALLEY NEAR DIYARBAKIR USING REMOTE SENSING TECHNIQUES

 

ABSTRACT

River valleys and beds are vital natural environments for river ecosystems. Understanding how water resources and river flow dynamics change over time can indicate significant environmental issues, especially due to climate change and human activities. Identifying changes in riverbed conditions is also important for land use. In this context, the changes in the water surface area and riverbed dynamics of the Dicle River are critical for environmental sustainability.

In this study, the changes in the water surface and riverbed dynamics of the Dicle River near Diyarbakır between 1990 and 2020 were analyzed using Landsat 4, 5, 7, and 8 satellite images through Google Earth Engine (GEE). The water surface area in the river was calculated using the Normalized Difference Water Index (NDWI), bed orientations were determined, and changes and trends were analyzed by converting them into graphs.

According to the results obtained, especially due to improper land use and the activities of sand quarries, bed degradation and accompanying changes in soil moisture were observed. Additionally, despite all interventions, due to the river's natural development and its erosion of the bed in accordance with tectonic faults and lithologically weak zones, unpredictable environmental changes in the Dicle River valley, including mass movements and natural disasters, are inevitable.

 

Keywords: Diyarbakır, Dicle (Tigris) River, Remote Sensing, Land use.

 

1. GİRİŞ

Su kaynakları ve nehir ekosistemleri, çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahiptir (Amalo ve diğerleri, 2018). Özellikle iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin etkisiyle, nehirlerin su yüzeyi, yatak dinamikleri ve çevresel özellikleri sürekli değişim göstermektedir (Das ve diğerleri, 2021). Bu değişimlerin izlenmesi ve anlaşılması, bölgesel ekosistemin sağlığı ve geleceği için hayati bir öneme sahiptir.

Dicle Nehri, Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan ve tarihsel, coğrafi ve ekolojik açıdan büyük öneme sahip bir su kaynağıdır (Kuzucuoğlu ve Karadoğan, 2015). Diyarbakır kenti civarındaki nehir vadisi, jeomorfolojik ve çevresel değişimlerin gözlemlenmesi için benzersiz bir çalışma alanı sunmaktadır. Bölgedeki nehir dinamikleri, tektonik hareketler, litolojik özellikler ve insan faaliyetlerinden önemli ölçüde etkilenmektedir (Karadoğan ve Kuzucuoğlu, 2017).

 

Bu çalışmanın temel amacı, uzaktan algılama teknikleri ve coğrafi bilgi sistemleri kullanarak Dicle Nehri'nin 1990-2020 yılları arasındaki su yüzeyi ve nehir yatağı değişimlerini detaylı bir şekilde incelemektir. Çalışma, aşağıdaki temel hedefleri kapsamaktadır:

1. Landsat uydu görüntüleri aracılığıyla nehrin uzun vadeli su yüzey değişimlerini tespit etmek.

2. Nehir yatağındaki morfolojik değişimleri ve dinamikleri analiz etmek.

3. İnsan faaliyetleri ve doğal faktörlerin nehir ekosistemi üzerindeki etkilerini ortaya koymak.

4. Bölgenin çevresel sürdürülebilirliğine yönelik öneriler geliştirmek.

Araştırma, Google Earth Engine (GEE) platformu ve Normalized Difference Water Index (NDWI) gibi gelişmiş uzaktan algılama teknikleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir (McFeeters, 1996; Gao, 1996). Ayrıca, daha önce yapılmış saha çalışmaları, hava fotoğrafları ve jeofizik araştırmalardan elde edilen veriler de çalışmaya entegre edilmiştir (Karadoğan ve diğerleri, 2020).

Bu çalışmanın, Dicle Nehri havzasındaki çevresel değişimlerin anlaşılmasına, su kaynaklarının yönetimine ve bölgesel ekosistemin korunmasına önemli katkılar sağlaması beklenmektedir.

 

2. YÖNTEM

Söz konusu amaç doğrultusunda gerekli değerlendirmelerin yapılabilmesi için iki temel yöntem uygulandı:

- Google Earth Engine (GEE) platformunda uydu verileriyle NDWI (Normalized Difference Water Index) analizi.

- Daha önce yapılmış saha çalışmaları ışığında eski hava fotoğrafları ve güncel uydu görüntüleriyle nehir yatağı değişikliklerinin belirlenmesi.

2.1. Google Earth Engine (GEE) Platformunda Uydu Verileriyle NDWI (Normalized Difference Water Index) Analizi

NDWI, su kütlelerinin tespiti için kullanılan bir uzaktan algılama görüntü indeksidir ve McFeeters (1996) tarafından tanıtılmıştır. Bu indeks, yeşil (Green) ve yakın kızılötesi (NIR) bantlar kullanılarak hesaplanır. NDWI, özellikle su yüzeylerini vurgulamak ve karasal özelliklerden ayırt etmek için kullanılır. Normalleştirilmiş Fark (Normalized Difference) kavramı aslında iki büyüklük arasındaki farkın bilgisayar hesaplamalarında kullanılması için 0 ile 1 arasına sıkıştırılması mantığına dayanır. Yani su indeksi için kullanılacak dalga boyları arasındaki farklar normalleştirme formülü ile 0 ile 1 arasına sıkıştırılmış olur.

Formül şu şekildedir:

Başlangıçta kara özelliklerinden su kütlelerini ayırt etmek için tasarlanan NDWI, Gao (1996) tarafından bitki örtüsünün su içeriğini değerlendirmek için uyarlanmıştır.

NDWI, özellikle sulak alanların haritalanmasında, su kaynaklarının izlenmesinde, taşkın analizlerinde, su seviyesi değişikliklerinin izlenmesinde kullanıldığı gibi kurak alanların izlenmesi açısından da önemli bir indekstir (Amalo ve diğerleri, 2018). Bu indeks ayrıca iklimsel değişimin tespiti ve gözlenmesi açısından da oldukça önemlidir (Das ve diğerleri, 2021).

2.1.1. Çalışmada Kullanılan Landsat Serisi Uydular ve NDWI Hesaplamasında Kullanılan Bantlar

Landsat uydu serisi, 1972 yılından bu yana Dünya’nın yüzeyini izlemek için kullanılan bir dizi Amerikan gözlem uydusudur. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS) ve NASA tarafından yönetilen bu program, yeryüzünün değişimini uzun vadeli olarak gözlemlemek amacıyla tasarlanmıştır. İlk uydu olan Landsat-1 1972’de fırlatılmış ve program o tarihten itibaren şu ana kadar 9 uydu içerecek şekilde genişlemiştir (Roy ve diğerleri, 2014). Landsat serisi ile elde edilen veriler; tarım, ormancılık, su kaynakları yönetimi ve kentleşme gibi alanlarda önemli bir veri kaynağı olmuştur (USGS, 2024). Örneğin, Landsat verileri, küresel ısınma, buzulların erimesi ve orman kaybı gibi çevresel değişimlerin izlenmesinde kullanılmıştır. Her bir uydu, belirli aralıklarla Dünya’nın tamamını tarar ve çeşitli bantlarda elektromanyetik spektrumu kaydeder (NASA, 2024a). Landsat programının başarısı, uzun süreli veri toplama yeteneğinden ve bu verilerin serbestçe erişilebilir olmasından kaynaklanmaktadır (Roy ve diğerleri, 2014). Günümüzde, özellikle Landsat 8 ve 9 uyduları, daha gelişmiş sensörleriyle yeryüzü gözlemlerine devam etmektedir. Bu sensörler, daha yüksek spektral ve mekânsal çözünürlük sunarak daha ayrıntılı analizlere olanak tanımaktadır.

Bu çalışmada Landsat uydu serisindeki 4-5-7 ve 8 uyduları kullanılmıştır. Bu uydulardan Landsat 4, 16 Temmuz 1982'de fırlatılmış ve Multispectral Scanner (MSS) ile Thematic Mapper (TM) sensörlerini kullanmıştır. Bu uydu, 1993 yılına kadar aktif olarak kullanılmıştır (USG, 2024). Landsat 5 ise 1 Mart 1984'te fırlatılmış ve yörüngede en uzun süre operasyonel kalan uydu olarak Guinness Dünya Rekoru'nu elde etmiştir. Landsat 5, aynı sensörlerle (MSS ve TM) donatılmıştır ve 2013 yılına kadar aktif kalmıştır (USG, 2024).

Landsat 7, 15 Nisan 1999’da fırlatılmış ve Enhanced Thematic Mapper Plus (ETM+) sensörünü kullanmaya başlamıştır. Bu yeni sensörde pankromatik bir band eklenmiştir. Landsat 7, 2003 yılında Scan Line Corrector arızası yaşamış olsa da hala veri toplamaya devam etmektedir (USG, 2024).

Landsat 8 uydusu 11 Şubat 2013’te fırlatılmıştır. Bu uydu, Operational Land Imager (OLI) ve Thermal Infrared Sensor (TIRS) sensörlerine sahiptir. Landsat 8'de, kısa mavi band (Band 1), sirüs bulut tespit bandı (Band 9) ve termal bantlarda yapılan güncellemeler (Band 10 ve 11) gibi önemli yenilikler bulunmaktadır (USG, t.y.).

Bu çalışmada kullanılan Landsat serisi uydulardan alınan görüntüler ile NDWI bandının hesaplanması ve bir NDWI kompozit görüntünün oluşturulması için GEE'de yazılacak algoritmada direkt olarak bant değerlerinin çağrılması yerine “string” değer olarak bant isimleri çağrılmıştır. Bu yöntem, Landsat serisi uyduların bant değerlerinde zamanla meydana gelen değişiklikler ve yeni bantların eklenmesi ya da arızalı olanların devre dışı kalması nedeniyle tercih edilmiştir (NASA, 2024b; USGS, 2024).

Çalışma sırasında Landsat-8 bantları diğer Landsat Uydu serilerindeki gibi kabul edilmiş olduğundan hatalı görüntüler elde dilmiştir. Daha sonra algoritma gözden geçirilerek Landsat-8 için alınması gereken bant değerleri doğru şekilde girilerek çalışma nihayete erdirilmiştir.

Bu çalışmada, Landsat serisi uydularda NDWI hesaplamak için kullanılan bantlar şunlardır:

-Landsat 4 ve 5: Yeşil Bant (Bant 2) ve NIR (Bant 4)

-Landsat 7: Yeşil Bant (Bant 2) ve NIR (Bant 4)

-Landsat 8: Yeşil Bant (Bant 3) ve NIR (Bant 5)

 

2.1.1. GEE Platformunda Uygulamalar ve Elde Edilen Sonuçlar

Dicle Nehri üzerinde 30 yıllık değişimlerin tespiti ve çeşitli analizlerin yapılabilmesi için Google Earth Engine (GEE) platformu kullanıldı. Platformda izlenen adımlar ve algoritmalar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

1- Nehir Bölgesinin Tanımlanması:

Nehir bölgesi “geometry” adlı değişkende bir poligon olarak çalışma alanının koordinatlarının girilmesi ile belirlenmiştir:

2-Harita Odaklama ve Harita Alanının Katman Olarak Eklenmesi:

“Map.centerObject()” fonksiyonu ile çalışma alanı merkez alınmış ve ekrandaki çalışma alanı büyüklüğü belirlenmiştir. Ayrıca merkez saha “Map.addLayer()” fonksiyonu ile bir katman olarak eklenmiştir.

3-Bulut ve Bulut Gölge Maskesi Fonksiyonlarının Oluşturulması:

Görüntüde kullanılmak üzere bir bulut maskesi fonksiyonu tanımlanmıştır. Bu tür fonksiyonlar, görüntülerdeki bulutları ve bulut gölgelerini maskelemek için kullanılmaktadır. Elde edilen her bir uydu görüntüsü üzerindeki bulut etkisi bu fonksiyon yardımı ile azaltılmıştır.

4-Landsat Görüntü Koleksiyonlarının İstenen Tarihlere Göre İşlenmesi:

Belirlenen Dicle Nehri vadisi için 1982-2023 yılları arasındaki Landsat uydu görüntüleri elde edilmiştir. Bu süre zarfında kullanılan Landsat uyduları, farklı dönemlerde aktif olduğundan, her bir uydu için kendi tarih aralığına ait veriler ayrı ayrı çağrılmıştır:

-Landsat 4: 1982-1993 arası,

-Landsat 5: 1990-2012 arası,

-Landsat 7: 1999'dan günümüze,

-Landsat 8: 2013'ten günümüze.

Her uyduya ait veriler, bu tarih aralıklarına göre filtrelenmiş ve kesintisiz bir zaman serisi elde etmek için dört ayrı veri kümesi oluşturulmuştur. Veri kümeleri oluşturulurken her bir Landsat uydusu için “mavi, yeşil, kırmızı, yakın infrared (nir), kısa dalga infrared 1(swir1)   kısa dalga infrared 2 (swir2) ve QA_PIXEL (kalite değerlendire bandı) çağırılmıştır:

5-Verilerin Birleştirilmesi ve Yıllık Ortalama Görüntünün Hesaplanması:

Oluşturulan veri kümeleri “merge()” fonksiyonu kullanılarak tek bir veri seti haline getirilmiştir. Böylece Dicle Nehri’nin uzun dönemli çevresel değişimlerini izlemek için uzun yılları kapsayan bir imaj koleksiyonu oluşturulmuştur.

Elde edilen veri kümesinden 1990-2020 yılları arasındaki 30 yıllık veri kullanılarak her bir yıla ait ortalama görüntüler oluşturulmuştur. Ortalama görüntü oluşturma sürecinde hem “median()” hem de “mean()” fonksiyonları kullanılarak denemeler yapılmıştır. Ancak, yıl içerisindeki anomalilerin piksel değerlerinin dağılımı üzerindeki etkisini azaltmak amacıyla, “mean()” fonksiyonunun kullanılması çalışma açısından daha uygun bulunmuştur.

6- MNDWI Hesaplama ve Görselleştirme:

Elde edilen görüntülerdeki green (yeşil) ve swir1 (kısa dalga kızıl ötesi) bantlar normalleştirme formülüne sokularak su indeksi oluşturulmuş ve su yüzeylerinin tespitini sağlayacak indeks elde edilmiştir.

Daha önce NDWI için kullanılan yeşil ve yakın kızıl ötesi yerine; yeşil ve kısa dalga kızıl ötesi kullanılmıştır. Bu aslında farklı bir versiyon olan MNDWI (Modified Normalized Difference Water Index)'dir. Bu indeks, su yüzeylerinin tespitinde geliştirilmiş bir versiyondur ve özellikle yapılaşmış alanlarda veya daha karmaşık yüzeylerde suyu daha iyi ayırt etmek için kullanılır (XU, 2006).

MNDWI hesaplaması için GEE platformunda hazır bulunan “normalizedDifference()” fonksiyonu çağırılmış ve fonksiyon argümanı olarak green ve swir1 bant değerleri verilmiştir. Normalleştirme fonksiyonu yardımı ile daha önce bahsedilen normalleştirme işlemi yapılmıştır. Normalleştirme formülünün her bir yıla uygulanması için bir “for” döngüsü kullanılmıştır böylece ardı ardına yazılması gereken kod satırı tekrarları önlenmiştir.

Her bir yıl için elde edilen MNDWI görüntüler, “Map.addLayer()” fonksiyonu ile çalışmaya katman olarak eklenmiştir (Şekil 1).

 


Şekil 1: GEE Platformu Ara Yüzü ve Altlık Uydu Görüntüsü Üzerine Her Biri Katman Olarak Eklenen Tüm Yıllara  Ait Landsat Görüntüleri

 

7-Görüntüleri Dışa Aktarma:

Oluşturulan her bir katmanın dışa aktarılması için yine ‘for’ döngüsü kullanılarak, bir dışa aktarama kodu yazılmıştır.  Dışa aktarma kodunda Dicle Nehri için belirlenen alan bilgileri ve aktarım sırasında kullanılacak parametreleri belirtilmiştir.

8-NDWI Grafiği ve Su Alanı Hesaplanması:

Yazılan kod bloku ile tüm yıllara ait NDWI değerlerindeki değişimin toplu olarak gösterildiği bir grafik oluşturulmuştur (Şekil 3). Bu kod sayesinde oluşturulan grafik, 30 yıllık NDWI değişiminin daha kolay görüntülenmesini ve analiz edilmesini sağlamıştır.

 


Şekil 2: Dicle Nehri Vadisinde Belirlenen Alanda Her Bir Yıl İçin Oluşturulmuş 30 Yıllık Ortalama NDWI Görüntüleri

 


Şekil 3: GEE Platformu Ara Yüzü ve Tüm Yıllara Ait NDWI Değerlerindeki Değişimin Toplu Olarak Gösterildiği Grafik (Bu grafik istendiğinde farklı formatlarda indirilebilmektedir)

 

 

Ayrıca NDWI değeri 0’ın üzerinde olan alanlar su yüzeyi olarak kabul edildiğinden, her yıla ait su yüzey alanının hesaplandığı bir kod bloku oluşturulmuştur. Böylece GEE platformunun Console menüsünde her yıla ait su yüzey alanı m2 cinsinden hesaplanarak yazılmıştır (Şekil 4).



Şekil 4: GEE Platformu Ara Yüzü ve Her Yıla Ait Su Yüzey Alanının Hesaplandığı Console Penceresi

Son olarak NDWI kompozitlerinin anlaşılması için bir lejant oluşturulmuştur.

Sonuç olarak, bu adımlar sayesinde, Dicle Nehri'ndeki belirlenen bölgenin su yüzeyi ve nehir yatağı değişimlerini analiz etmek için uydu verileri kullanılarak su kütlesi izlenmiş ve yıllık değişimlerin grafiksel olarak görselleştirilmesi sağlanmıştır. Bu sayede, nehirdeki uzun vadeli su alanı ve yatak değişiklikleri daha net bir şekilde ortaya konmuştur.

2.2. Daha Önce Yapılmış Saha Çalışmaları Işığında Eski Hava Fotoğrafları ve Güncel Uydu Görüntüleriyle Nehir Yatağı Değişikliklerinin Belirlenmesi

Dicle Nehri’nin Diyarbakır kenti civarındaki vadisinde yıllar itibariyle gösterdiği yatak ve akış kanalları değişikliklerini belirlemek için daha uzun yılları kapsayacak hem uydu hem de hava fotoğraflarının değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir. Burada 2018 yılında eski kentin güneydoğusundaki Dicle Nehri vadisinin genişleyen bölümünde Hevsel bahçelerinde yapılan saha ölçüm ve sondaj çalışmalarıyla, nehrin sol bankında, Hevsel bahçelerinin karşı tarafında Kavs düzlüğünde yapılan jeofizik çalışmalarının sonuçları  dayanak olarak alınmıştır (Şekil 5-6).



Şekil 5: Dicle Nehri Vadisinde yatak Değişimlerinde Baz Alınan Hava Fotoğrafı ve Uydu Görüntüleri



Şekil 6: Dicle Nehri Vadisinde Kavs Düzlüğü’nde Yapılan Jeofizik Çalışmaları ve Sonuç Grafikleri (Karadoğan ve diğ., 2020).

 

2. BULGULAR

2.1. Uydu Verileriyle GEE Platformunda Elde Edilen Bulgular

Elde edilen kompozit görüntüler, yıllık NDWI ortalama grafiği ve su yüzey alan hesaplamaları kullanılarak aşağıdaki bulgulara ulaşılmıştır:

NDWI kompozit görüntüler incelendiğinde, mevcut yol ağı ve yerleşim birimlerinin yaklaşık olarak ‘0’ NDWI değerlerine sahip olduğu görülmektedir. Bitki örtüsü ve nemli toprak, yerleşim alanları ile su yüzeyleri arasında bir geçiş paterni sergilemektedir. Akarsu vadileri ve göletlerde su yüzeyleri oldukça net bir şekilde tespit edilmiştir. Öte yandan, bitki örtüsünün zayıf olduğu alanlarda NDWI değerlerinin -0,15’in altında olduğu belirlenmiştir. Bu toprağın su tutma özelliği ve ışıma özelliklerinin yapılaşmış sahalardan farklı olmasından kaynaklanmaktadır.

Su yüzey alanlarının yıllık gelişimi incelendiğinde 2005 tarihi ile 2012 yılları arasında su yüzey alanlarının 1 km2’nin altına düştüğü görülmektedir (Grafik 1). 2012 tarihinde su yüzey alanı hızlı şekilde artmıştır. (Su yüzey alanları 0’dan büyük NDWI hesaplanarak elde edilmiştir)

Grafik 1: Dicle Nehri Vadisinde Belirlenen Alanda Yıllık Ortalama NDWI Değerleri Baz Alınarak Hesaplanan Su Yüzey Alanlarının Yıllık Değişimi

 

Özellikle 2012 tarihinden 1 km2 olan su yüzey alanı 2020 tarihinde 1,8 km2 olarak hesaplanmıştır. Aslında 1990 tarihinden 2012 tarihine kadar ortalama 1 km2 olan su yüzey alanı 2020 tarihine kadar neredeyse 2 kat artmıştır. Su yüzey alanı 2 kat artmış olmasına rağmen yıllık ortalama NDWI grafiği incelendiğinde NDWI değerlerinin son yıllarda oldukça düşük olduğu görülmektedir.

Su yüzey alanları iki kat artmışken NDWI grafiğinde değerlerin düşmesi suyun alana dengeli dağılmadığı anlamına gelmektedir. Ayrıca su buharlaşma yüzeyinin artması da su kaybının artacağı anlamına gelmektedir. 

Kompozit görüntüler incelendiğinde, 1993 yılında NDWI değerlerinin sahada oldukça dengeli bir dağılım gösterdiği dikkati çeker. Bu durum, NDWI ortalamasını gösteren yıllık grafikte açıkça görülmektedir. 1993 yılı için su yüzey alanı 1,4 km² olarak tespit edilmiştir.

Grafik 2: Dicle Nehri Vadisinde Belirlenen Alanda 30 Yıllık Ortalama NDWI Değişim Grafiği

Kompozit görüntüler dikkate alındığında alınan akarsu kesitinin yukarı kısmında (kuzey) 2009 yılında küçük bir su biriktirme sahasının oluştuğu dikkati çekmektedir (Şekil 7). Bu tarihten sonra sahada su yüzey alanı her geçen yıl artmıştır. Bu durum kendini su yüzey alanlarının hesaplanmasında göstermiştir.

Yol ve yerleşim birimleri dikkate alınmadığında kırsal sahada ciddi bir kuraklığın yıldan yıla kendini gösterdiği görülmektedir.  Özellikle vadinin güney kesimlerinde su varlığında ciddi biçimde azalma gözlenmektedir.

2014 tarihli kompozit görüntüde büyük göletlerden güneyde olanının karşı kıyısında ciddi bir kuraklık baş göstermiştir.  Göletler yapılmadan önce karşı kıyıda makul nemlilik değerleri varken, göletlerin yapımı ile beraber karşı kıyıda kuraklık görülmektedir. Su birikiminin bu sahada nemliliği sağlaması gerekirken, bu bölgede kuraklığın baş göstermesi açıklamaya muhtaçtır. Burada gölet oluşumunu sağlamak için yapılan sızdırmazlık çalışmaları arazinin permabilite değerlerinde düşüşe neden olmuş olabilir.

Şekil 7: Çalışma Alanının Kuzeyinde Nehir Yatağında Beşeri Müdahalelerden Kaynaklanan Değişim

Dengeli bir NDWI dağılımının her geçen yıl daha dengesiz bir dağılım göstermesi ve buna bağlı olarak da kurak sahaların gittikçe genişlemesi buradaki ekosistem için de ciddi bir tehdit oluşturacaktır.

2.2. Uzun Süreli Uydu Görüntüsü, Hava Fotoğrafı ve Sahada Yapılan Diğer Çalışmalar Işığında Vadide Meydana Gelen Yatak Değişimlerine İlişkin Bulgular

Bir süredir çeşitli araştırma programları kapsamında jeomorfolojik ve paleocoğrafik çalışmaların (Kuzucuoğlu ve Karadoğan, 2015; Karadoğan ve Kuzucuoğlu, 2017; Karadoğan ve diğ., 2020) yapıldığı Diyarbakır kenti civarındaki Dicle vadisi ve çevresinde nehir drenajının gelişmesiyle ilgili olarak bölgesel jeomorfoloji yanında yerel jeomorfoloji açısından birtakım problemler mevcuttur (kapma, genişleme, dirseklenme, daralma, mendereslenme, yatak genişlemesi, menderes yeniği taraçaları, dairesel formlar vs.).

Bu dinamiklerin geçmişteki ve günümüzdeki oluşum süreçlerini ve gelişim seyrini anlayabilmek, vadinin son dönemdeki morfolojik evrimini aydınlatmak ve yeniden yapılandırmak için kullanılan yöntemler arasında; karot sondajı, sedimentlerin analizi ve yorumlanması, 14C tarihlendirmeleri, stratigrafik kesitler, korelasyonlar yeniden yapılandırmada morfometrik analizler ve saha incelemeleri sayılabilir.

Diyarbakır kenti güneyindeki Dicle vadisinde Hevsel Bahçeleri’nin simetriği durumundaki Kavs Düzlüğü ve çevresinde, önceki jeomorfolojik çalışmalara destek sağlamak amacıyla uygulanan elektrik resistivite tomografi (ERT) ve indüklenmiş polarizasyon tomografisi (IPT) çalışmaları (Karadoğan ve diğ., 2020) sonucunda ortaya çıkan bulgular, özellikle litolojik birimlerdeki süreksizlikler, kesintiler, düşmeler ve olası kırık hatların geometrisi, doğrultu atımlı tektonik ana hatların yanında Kavs Düzlüğü’nün düşey atımlı çökmelerle de şekillendiği olasılığını güçlendirmektedir. Bugün eski kent surlarıyla birlikte kültürel peyzaj unsuru olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan Hevsel Bahçeleri’nin üzerinde bulunduğu, nehir yatağına eğimli en az yedi basamaktan oluşan menderes yeniği taraçalarının oluşumu Kavs Düzlüğü’ndeki söz konusu çökme olaylarıyla ilgili olmalıdır (Şekil 8,9).

Şekil 8: Hevsel Bahçelerinde Arazi Ölçümleriyle Elde Edilen Basamaklar ve Karot Sondajları

Şekil 9: Hevsel Bahçelerinin Jeomorfoloji Haritası ve Jeofizik Çalışmalarında Ortaya Çıkan Fay Hatları

 

1952 yılına ait hava fotoğrafları ile sonraki dönemlere ait uydu görüntüleri çakıştırılarak elde edilen nehir akış kanallarının değişim seyri (Şekil 10) incelendiğinde ise şu sonuçlara varılabilir:

-Vadinin kuzeybatı yamaçlarında Feritköşk Mahallesi ve Fiskaya civarında hem muhtemel fay hem de litolojik etkilere bağlı olarak nehir batıya yaslanmakta ve yamacın altını oyarak yamaç duraysızlığına neden olmaktadır. Bu durum, Hevsel bahçeleri genişlemesi dışında tüm batı yamaçlarında söz konusu olduğundan heyelanlara neden olabilir.

- Vadinin doğu kesimindeki geniş taraçalar üzerinde meydana gelen akış kolları nehir tarafından terkedilmekte, ancak vadi bütünlüğü ve karstik süreçlere bağlı çökmeler ve litolojik özellikler göz önüne alındığında vadide menderes genişlemesi devam etmektedir. Bu durum tüm vadide ve yamaçlarında yana aşındırmanın etkin ve baskın olduğunu, dolaysıyla kütler hareketlerine zemin hazırlayacağını göstermektedir.

Şekil 10: 1952 Yılına Ait Hava Fotoğrafları ile Sonraki Dönemlere Ait Uydu Görüntüleri Çakıştırılarak Elde Edilen Nehir Akış Kanallarının Değişim Seyri ve Muhtemel Senaryo (Solda),  Çalışma Alanının Jeoloji Haritası (Sağda)


4. SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu çalışmada, Dicle Nehri'nin 1990-2020 yılları arasındaki su yüzey alanı, nehir yatağı dinamikleri ve çevresel değişimlerini uzaktan algılama teknikleri kullanarak ayrıntılı bir şekilde incelemiştir. Elde edilen bulgular, bölgedeki ekolojik sistemin karmaşık ve hassas doğasını ortaya koymaktadır.

   Elde edilen bulgular, Dicle Nehri'nin su yüzey alanında, nemlilik koşullarında ve yatak dinamiklerinde önemli değişimler olduğunu göstermiştir. Nitekim, 2012-2020 yılları arasında su yüzey alanı neredeyse iki kat artarak 1,8 km²'ye ulaşmıştır. Ancak, su yüzey alanındaki artışa rağmen NDWI değerlerinin düşmesi, suyun alana dengeli dağılmadığını ve su kaybının arttığını göstermektedir.

NDWI dağılımının giderek dengesizleşmesi ve kurak alanların genişlemesi, bölge ekosistemi için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Yanlış arazi kullanımı, kum ocakları faaliyetleri ve doğal faktörler nehrin değişimi üzerinde önemli etkiye sahiptir. Gölet oluşumları ve insan müdahaleleri, arazinin nem özelliklerini ve permabilite değerlerini değiştirebilmektedir.

Vadinin jeomorfolojik özellikleri, tektonik hareketler ve litolojik yapı nehir yatağının dinamik doğasını belirlemektedir.   Nehir kanallarının yamaçlara doğru gerilemesi, kütle hareketleri ve heyelan riskini artırmaktadır.

Dicle Nehri vadisi, jeomorfolojik, ekolojik ve kültürel açıdan benzersiz bir öneme sahip olmasının yanı sıra araştırmaya konu alan kültürel peyzaj unsuru olarak Diyarbakır surlarıyla birlikte Unesco Dünya Miras Listesinde yer almaktadır. Nehir ve vadisinin korunması için sürdürülebilir arazi kullanımı uygulamaları ve çevresel koruma önlemleri alınması gerekmektedir. 

 

Öneriler:

   - Nehir havzasında sürdürülebilir arazi kullanım politikaları geliştirilmelidir.

   - Kum ocağı faaliyetleri ve diğer insan müdahaleleri sıkı denetim altına alınmalıdır.

   - Nehir ekosisteminin korunması için bütüncül bir yaklaşım benimsenmelidir.

   - Yamaç duraysızlığı ve kütle hareketlerini önleyici mühendislik jeolojisi çalışmaları yapılmalıdır.

   - Dicle Nehri vadisindeki değişimlerin sürekli izlenmesi ve periyodik raporlanması gerekmektedir.

   - Özellikle yanlış arazi kullanımının olumsuz  etkileri  iklim değişikliği ve insan baskısının nehir ekosistemi üzerindeki etkilerini daha detaylı analiz eden çalışmalar yürütülmelidir.

 

 

KAYNAKÇA

Amalo, L. F., Ma’rufah, U., & Permatasari, P. A. (2018, May). Monitoring 2015 drought in West Java using normalized difference water index (NDWI). In IOP Conference Series: Earth and Environmental Science (Vol. 149, No. 1, p. 012007). IOP Publishing.

Das, P., Pandey, V., & Dutta, D. (2021). Land surface water resource monitoring and climate change. In Mapping, Monitoring, and Modeling Land and Water Resources (pp. 311-326). CRC Press.

Gao, B. C. (1996). NDWI—A normalized difference water index for remote sensing of vegetation liquid water from space. Remote Sensing of Environment, 58(3), 257-266. https://doi.org/10.1016/S0034-4257(96)00067-3

Karadoğan, S., Drahor, M. G. & Kuzucuoglu, C. (2020). Using geophysical techniques in geomorphological problems: A case study from kavs flat in Dicle Valley (South of Diyarbakır). Cografya Dergisi. Advance online publication. https://doi.org/10.26650/JGEOG2020-0013

Karadoğan, S. ve Kuzucuoğlu, C. (2016). Diyarbakır Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehri: Çevresel Değişimlerin Jeomorfolojik Kayıtları (The Hevsel Gardens And The River Tigris in Diyarbakır: Geomorphological Archives of Landscapes Changes), Türkiye Jeoloji Bülteni, Cilt 60, Sayı 1, Ocak 2017, 63-76.

Karadoğan, S. ve Kuzucuoğlu, C. (2018). Diyarbakır Kenti Civarinda Dicle Nehri Taraçalarının Yaş Bulgularına Ait İlk Değerlendirmeler, Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (DÜSBED) Nisan 2018 YIL-10 Sayı 20, s.199-205,  ISSN: 1308-6219.

Karadoğan, S., & Kuzucuoğlu, C. (2017). Diyarbakır Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehri: Çevresel Değişimlerin Jeomorfolojik Kayıtları. Türkiye Jeoloji Bülteni, 60(1), 63-76.

Kuzucuoğlu, C. & Karadoğan, S. (2015). The Hevsel Gardens: archives of human activities and of the past and present evolution of the River Tigris at Diyarbakir. In N. Soyukaya (Ed.), Diyarbakır Fortress and Hevsel Gardens Cultural Landscape. Diyarbakır Metropolitan Municipality, Site Management Publications No: 4.

Kuzucuoğlu, C. ve Karadoğan, S.  (2017). Chronological and dynamical insights into the Tigris terraces at Diyarbakır. Workshop International AMIDA-2017, 27 - 29 November 2017, University of Montpellier –France.

McFeeters, S. K. (1996). The use of the Normalized Difference Water Index (NDWI) in the delineation of open water features. International Journal of Remote Sensing, 17(7), 1425–1432. https://doi.org/10.1080/01431169608948714

NASA. (2024a). Landsat 7 Enhanced Thematic Mapper Plus (ETM+). NASA Landsat Science. https://landsat.gsfc.nasa.gov/satellites/landsat-7 (Erişim tarihi:  09.2024)

NASA. (2024b). Landsat 9: Continuing the Legacy of Landsat Satellites. NASA. https://svs.gsfc.nasa.gov/gallery/landsat/  (Erişim tarihi:  09.2024)

Roy, D. P., Wulder, M. A., Loveland, T. R., Woodcock, C. E., Allen, R. G., Anderson, M. C., ... & Zhu, Z. (2014). Landsat-8: Science and product vision for terrestrial global change research. Remote Sensing of Environment, 145, 154-172. https://doi.org/10.1016/j.rse.2014.02.001

USGS. (2024). Landsat missions timeline. U.S. Geological Survey. https://www.usgs.gov/media/images/landsat-missions-timeline (Erişim Tarihi: 25 Eylül 2024).

Xu, H. (2006). Modification of normalized difference water index (NDWI) to enhance open water features in remotely sensed imagery. International Journal of Remote Sensing, 27(14), 3025-3033. https://doi.org/10.1080/01431160600589179

Doğal ve Kültürel Peyzaj Değişikliklerinin Mekân Algısına Etkileri: Hasankeyf (Batman) Örneği

  Sabri KARADOĞAN * , Hurşit YETMEN * * , Esen DURMUŞ * ** 1. GİRİŞ Mekân ve yer birlikte coğrafyanın doğasını tanımlar. Mekânsal anal...