5 Mart 1999 Cuma

Nemrut Dağı

 

NEMRUT DAĞI YÖRESİNİN DOĞAL ORTAM ÖZELLİKLERİ  ve  TURİZM POTANSİYELLERİ

 

Prof. Dr. İbrahim ATALAY [1]     Yrd. Doç. Dr. Halil GÜNEK[2]    Ar. Gör. Sabri KARADOĞAN[3]

 

ÖZET

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Gaziantep Bölümü'nde Adıyaman-Kâhta Plâtosu'nun kuzeyi ile Toros dağlarının güney kesimi arasında yer alan Nemrut Dağı Yöresi, sahip olduğu tarihi ve arkeolojik zenginlikler yanında, ülke turizmine kazandırılabilecek doğal turizm potansiyeline de sahiptir.

Nemrut Dağı, M.Ö.'ki yüzyılın başında kurulan Kommagene Krallığı'na ait çeşitli tarihî eserler yönünden adını dünyaya duyurmuştur. Yöredeki turizm de bu tarihi çekiciliğe dayanmaktadır. Ancak yaptığımız araştırmalarda tarihî turizm kadar önemli olan doğal yapıya ait turizm değerleri de bulunmaktadır. Bunlar; Karst topoğrafyası, Yer  yapısı ile ilgili şekiller, Yürüyüşe (Trekking ve Hiking) uygun sahalar, Manzara seyretme uçuşları (Scienic flight), Alpinizm olarak sıralanabilir.

Sözkonusu özellikleriyle yöre, hem tarihî hem de doğal turizm potansiyeliyle ülke turizmine kazandırılmalıdır. Bu çalışmada Nemrut Dağı Yöresinin Doğal ortam özellikleri araştırılmış ve bu konuda turizm planlaması çerçevesinde çeşitli strateji ve öneriler sunulmaya çalışılmıştır.

 

GİRİŞ

Nemrut dağı ve çevresi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Gaziantep Bölümü'nde Adıyaman-Kâhta Plâtosu'nun kuzeyi ile Toros dağlarının güney kesimi arasında yer almaktadır. Bu saha gösterdiği tarihî ve ekolojik özelliği nedeniyle "Nemrut Dağı Yöresi" olarak isimlendirmeyi uygun görmekteyiz. Sahanın suları Kâhta Çayı aracılığı ile drene edilerek Atatürk Barajı'na dökülmektedir .

Topoğrafik Özellikleri

Nemrut Dağı Yöresi, topoğrafik açıdan engebeli bir yüzey şekline sahip olup Kâhta-Adıyaman plâtosu üzerinde 600 m civarındaki düzlük sahadan başlayarak Nemrut dağında 2208 m'ye ulaşmaktadır. Böylece 8-9 km'lik kuş uçuşu mesafe dahilinde yükseklik farkı yaklaşık 1500 m'yi bulmaktadır. Son derece engebeli bir topoğrafya gösteren yöre, akarsular vasıtasıyla dar ve derin olarak parçalanmıştır. Örneğin Kâhta çayı ile Nemrut dağının batısındaki vadi tabanı ile sırt arasındaki göreceli yükseklik farkı 600-700 m arasında olup burada yamaç eğimi % 60'ı aşmaktadır .

Yörenin batı kesimindeki suları Kâhta çayı tarafından toplanmaktadır. Güney kesimin suları ise Gedik  dere tarafından toplanmaktadır. Her iki akarsu da Atatürk Baraj Gölü'ne dökülmektedir.

Nemrut dağı yöresindeki Kâhta çayı dışındaki dereler, geçici akarsu karakterinde olup karstik sahalarda yüzey suları yeraltı kanalları ile toplanarak Kâhta çayı kenarlarında ve güneyde kaynaklar şeklinde çıkmaktadır.

Jeolojik Yapı

Nemrut Dağı Yöresi, jeolojik yapı yönünden güneyde Güneydoğu Anadolu plâtosu üzerindeki detritik (Kumtaşı, çakıl- taşı, miltaşı) ve bunun altına gelen miyosen kireçtaşı ile kuzeyde  paleozoyik (1. jeolojik zaman) metamorfik kütlesi (Bitlis masifi) arasında uzanmaktadır. Nemrut dağının bulunduğu sahada altta Mesozoyik ofiyolitli seri (peridotit, serpantin, kireçtaşı, radyolarit), Alt Eosen killi kireçtaşları ve onun üzerine gelen çatlaklı kireçtaşları yer almaktadır. Yapısal yönden Güneydoğu Anadolu Miyosen havzası ile kuzeydeki Bitlis sert kütlesi arasındaki geçiş kuşağındadır.

Paleozoyik metamorfik kütleler

Nemrut dağının kuzeyinde Toros dağlarının çatısını oluşturan paleozoyik metamorfik bir kütle uzanmaktadır. Burada mermer, gnays, kuvarsit şistler görülmektedir. Bu paleozoyik kütle, paleozoyikte oluşan orojenik hareketlerle aşırı şekilde kıvrılarak metamorfizmaya uğramıştır.

Mesozoyik (2. Jeolojik Zaman)

Güneydoğu Anadolu'nun güney etekleri Mesozoyikte Tetis denizi tarafından işgal edilmiştir. Bu denizin tabanına derin magmadan gelen ultrabazik lâvlar yığılmışlardır. Bunlar yörenin batısında ve güneyinde görülen serpantin-peridotit kütlelerinden ibarettir .

Tersiyer (3. Jeolojik Zaman)

Güneydoğu Anadolu'nun güney kesimi, 3. jeolojik dönemin başı olan Eosen'de denizle kaplanmış, bu denizel ortamda karbonatlı çökeller birikmiştir. Eosen sonunda saha kıvrılarak su üstüne çıkmış ve günümüzdeki Eosen kireçtaşları oluşmuştur.

Miyosen (3. Jeolojik Zaman'ın ortası)'de güneydoğu Toros dağlarının bulunduğu saha yükselmiş ve güneyde Mezopotamya düzlüklerine doğru uzanan saha çökmüştür. Böylece Güneydoğu Toros dağlarının eteklerindeki saha kara haline gelmiştir. Güneydoğu Anadolu düzlüklerini oluşturan saha sığ denizle kaplanmış, burada killi kireçtaşları ve onun üstüne gelen kumlu ve çakıllı malzeme çökelmiştir. Miyosen sonuna doğru ise saha tamamen kara şekline gelmiştir.

Pliyosen'de Toros dağ kuşağı bir bütün halinde yükselirken güneydeki alçak sahalar subsidansa (çökmeye) uğramıştır.

Yöreyi işgal eden Eosen ve Miyosen denizleri canlı ortamı yönünden prodüktif durumdaydı, yani denizel ortamda bol miktarda canlı yaşamaktaydı. Bu denizel ortamdaki tortulların yavaş olarak kıvrılması ile antiklinaller oluşmuş ve burada canlı kalıntılarının yağa dönüşmesi ile petrol yatakları oluşmuştur.

 

Güneydoğu Anadolu'nun alçalmaya uğraması ve Toros dağlarının yükselmesi, dağ ile ova arasında  2000 m'yi aşan bir yükseklik farkı oluşturmuştur. Bu nedenle yüksek sahalar, akarsular tarafından güneydeki alçak düzlüklerin seviyesine göre yarılarak dar ve derin vadiler açılmış ve son derece engebeli bir topoğrafya ortaya çıkmıştır.

 

İklim

Nemrut dağı yöresinde coğrafi konum ve yükseklik şartlarına bağlı olarak farklı iklim şartları hüküm sürmektedir. Yıl içinde sıcaklık değişmesinde önemli farklar bulunmaktadır.

Yöre, bir bütün olarak ele alındığında Güneydoğu Anadolu'da etkili olan karasal iklim kuşağına girmektedir. Ancak yörenin Akdeniz bölgesine yakınlığı nedeniyle 800 m'ye kadar olan sahalarda yarı Akdeniz iklimi, yüksek kesimlerde ise karasal dağ iklimi hüküm sürmektedir.

Yörenin iklim şartlarında hava kütleleri ve topoğrafik faktörler etkili olmaktadır. Yöre yaz mevsiminde güneyden gelen kuru tropikal (sıcak) hava kütlesinin etkisi altına girmektedir.  Nisan ayından itibaren yöreyi etkisine alan bu hava kütlesi, Haziran sonundan itibaren güneş radyasyonunun da artması ile Temmuz ve Ağustos aylarında şiddetli sıcaklara neden olur. Ekim sonu ve Kasım başından itibaren yöre Akdeniz bölgesinin etkilemeye başlayan ve Doğu Anadolu'dan güneye doğru ilerleyen polar hava kütlesinin etkisi altına girer. Özellikle tropikal ve polar hava kütlelerinin karşılaşması ile cephe faaliyetleri ve bunun sonucu olarak yağışlar başlar.

Toros dağ kuşağının ön silsilesini oluşturan Nemrut dağı ve çevresindeki dağlar, güneyden sokulan cephelerin iç kısımlara geçmesini engeller, bu nedenle güneye bakan yamaçlar fazla miktarda yağış alır.

Yörede yükseltiye bağlı olarak sıcaklık düşer, güneş radyasyonu artar ve özellikle güneye bakan yamaçlar aşırı derecede ısınır.

Sıcaklık

Yörenin alçak kesimlerinde yıllık ortalama sıcaklık 16-17oC dolayındadır. Yükseklere doğru gidildikçe tedrice azalarak Nemrut dağında 7-8oC'ye kadar düşer.

Karasal etkilerden dolayı yaz ile kış arasındaki sıcaklık farkı artar. Ocak ayında alt kısımlarda 4-5oC olan ortalama sıcaklık Nemrut dağının zirve kesiminde -5-6oC'ye kadar düşer.  Yörenin alçak kesimleri olan Kâhta çayı civarında don olayları nadir olarak görülür. Yazın en sıcak ayı olan Temmuzda Kâhta çayı dolaylarında 30oC'ye yaklaşan ortalama sıcaklık Nemrut dağı tepesinde 17-18oC dolayına iner.

Yörenin alçak kesimlerinde en yüksek sıcaklık 40oC'nin üzerine, Nemrut dağı civarında ise -20oC'nin altına kadar iner.

Yağış

Yörede yıllık ortalama yağış alt kısımlarda 700 mm'nin altında iken yükseklere doğru yağış getiren cephelerin engellenmesine bağlı olarak 1000 mm'nin üzerine çıkar. Yağışın büyük bir bölümü kış (Akdeniz etkisi) ve ilkbahar (karasal etki) mevsiminde düşer. Yaz mevsimi genellikle yağışsız geçer. Eylül ayından itibaren tekrar yağışlar başlar, özellikle kış aylarında yüksek kesimlerde zaman zaman tipi şeklinde kar yağışları etkili olur.

Toprak

Yörenin engebeli bir topoğrafyaya sahip olması ve doğal bitki örtüsü olan ormanların tahribi erozyonun şiddetlenmesine neden olmuştur. Bu nedenle yöredeki topraklar  önemli ölçüde aşınarak altta bulunan ana materyal yüzeye çıkmıştır. Karstik sahaların dışında yöre toprak örtüsü yönünden son derece fakirdir. Yamaçlarda ana maddenin ayrışması ile çok sığ olan ve ana materyalin fiziksel ve kimyasal özelliklerini yansıtan intrazonal (Entisol) özellikte topraklar hâkim durumdadır.

Yöredeki belli başlı toprak grupları ve özellikleri şöyledir:

1- Kırmızımsı Akdeniz toprakları

Yörenin klimatik toprak tipi olan kırmızımsı Akdeniz toprakları, genellikle karstik sahalarda görülmektedir. Bu topraklar, Nemrut dağı ile batıda Kâhta çayı, güneyde Karadut köyü arasında bulunmaktadır. Karstik sahanın özelliğinden dolayı eğimli sahalarda toprak yüzeyde değil, kireçtaşlarının çatlakları ve tabakaları arasında oluşmaktadır. Çünkü eğimli karstik sahalarda yağış suları çatlaklar boyunca sızdığından yüzeyde tutulma- maktadır. Taşların çatlakları arasında tutulan su, buralarda ayrışmayı ve dolayısıyla toprak oluşumunu sağlamaktadır. Kireçtaşlarının çatlaklı olması hava ve su dolaşımını iyi sağladığından demir, demir seski oksit (Fe2O3) şeklinde oksitlenerek toprak kırmızımsı renk almaktadır.

Kireçtaşlarında bulunan kırmızımsı topraklar, killi bünye- dedir. Çünkü kireçtaşının karbondioksitli sularla çözünmesi ile karbonatlar taşınmakta, geriye ise taşın bünyesinde bulunan kil kalmaktadır. Bu nedenle karstik sahalarda ağır bünyeli olan killi topraklar egemendir.

Nemrut Dağı Yöresi'nde yaklaşık 1500 m'nin altındaki topraklarda organik madde miktarı,  yükseklere doğru artmaktadır. Buna bağlı olarak da toprağın rengi koyulaşarak kahve rengine doğru dönüşmektedir. Bunun nedeni yükseklere doğru sıcaklığın düşmesi ile mikroorganizma faaliyetleri azalması ve toprakta organik madde birikiminin artmasıdır.

Yöredeki kırmızımsı Akdeniz topraklarının pH (potansiyel hidrojen)'ı 7 civarında olup nötral reaksiyon göstermektedir. Yağış miktarı da fazla olduğundan toprakların alt katlarında karbonat birikmesi bulunmamaktadır.

Vertisoller

Lâtince dönen toprak anlamına gelen vertisol, yine karstik sahalardaki çukurların (dolin) içinde görülmektedir. Burada karstik sahalardan taşınan killi malzemeler de birikmektedir. Toprak killi olduğundan yaz mevsiminde kuruyarak çatlamakta ve derin çatlaklar oluşmaktadır. Çatlaklar boyunca dökülen topraklar,  alt katlarda birikmektedir. Kış ve ilkbahar mevsimlerinde ise toprak su alarak şişmekte çatlaklar kaybolmaktadır. şişen toprağın oluştur- duğu basınca bağlı olarak alt katlardaki topraklar yüzeye doğru itilerek toprak bulunduğu yerde âdeta dönmektedir. Bu topraklara ait tipik örnekler,  Kayadibi köyü ile kuzeydoğuda Nemrut dağının güney etekleri arasındaki karstik çukurlarda görülmektedir.

İntrazonal topraklar

Karadut köyünün batısındaki heyelânlı sahada ve Kâhta çayının doğusundaki hafif engebeli düzlüklerde ana materyalin etkisini yansıtan sığ topraklar yer almaktadır. şöyle ki, kırmızımsı ve yeşilimsi renkteki serpantin-peridotit kütleleri üzerinde killi ve sığ topraklar bulunmaktadır. Batıdaki miyosen kumlu tabakaları üzerinde kumlu topraklar görülmektedir.

Kolüvyal topraklar

Nemrut dağının Kâhta çayına bakan dik yamaçların eteklerinde yamaçlarda taşınan çeşitli büyüklükteki çakılların birikmesiyle çakıllı depolar yer almaktadır. Bu çakıllı depolar üzerinde ve çakıllar arasında çoğunlukla kırmızımsı renkli topraklar görülmektedir. Fizyolojik derinliği fazla olan bu toprakların üzeri Kâhta çayına yakın kısımlarda çalı vejetasyonu  ile kaplanmıştır.

Kumlu-Çakıllı topraklar: Kâhta çayının oluşturduğu geniş taşkın  yatağı üzerinde kum ve çakıllardan oluşan depolar yer almaktadır.

 

Bitki Örtüsü

Nemrut dağı yöresinde iklim, toprak ve yükselti şartlarına bağlı olarak farklı bitki coğrafyası bölgesine giren bitki toplulukları yer almaktadır.

Akdeniz Bitki Coğrafyası Bölgesi bitki toplulukları

Kâhta çayı yatağından başlayıp 800 m'ye kadar çıkan sahaların özellikle güneye bakan yamaçlarında Akdeniz kökenli çalılara (maki) ve bunların oluşturduğu topluluklar yer almaktadır. 

Yörede tespit edilen başlıca çalılar şunlardır:

Yabanî fıstık, melengiç (Pistacia terebinthus)

Sakız (Pistacia lentiscus)

Sumak (Rhus coriaria)

Ardıç (Juniperus oxycedrus)

Zakkum (Nerium oleander)

Karaçalı (Paliurus spina-christi)

Güvem çalısı (Paliurus aceulatus)

Ilgın (Tamarix sp.)

Katırtırnağı (Spartium junceum)

Bu bitkilerden ılgınlar, dere içlerindeki kumul sahalarında, zakkumlar akarsu vadileri boyunca ve katırtırnağı suların sızıntı şeklinde aktığı, tabansuyu seviyesinin yüksek olduğu yamaçlarda yaygın durumdadır.

Akdeniz dağ kuşağı

Nemrut dağı yöresinde 800- 1800/2000 m arasında  çoğunlukla meşelerden oluşan topluluklar görülmektedir. Burada bulunan başlıca meşe türleri, Doğu Anadolu meşesi (Quercus brandii), Saçlı meşe (Quercus cerris), mazı meşesi (Quercus infectoria), Lübnan meşesi (Quercus libani)'dir.

Subalpin kuşak

Nemrut dağı yöresinde 1800 m'den sonra ormanın üst sınırındaki subalpin kuşağa geçilmektedir. Buralarda çoğunlukla yarı alpin ot toplulukları ve bunların tahrip edildiği sahalarda geven (Astragalus) ve Genista sp ile Prunus familyasına ait olan çalı toplulukları görülmektedir. En yaygın ot türleri arasında kekik (Thymus sp.) bulunmaktadır.

Nemrut dağı yöresinin doğal vejetasyonu önemli ölçüde  aşırı orman tahribi, aşırı otlatma ve yanlış arazi kullanma (eğimli ve orman alanlarına tarla açma) sonucu tahrip edilmiştir. 2000 m'ye kadar çıkması gereken meşe ormanlarının tamamına yakın bölümü ortadan kaldırılmış ve karstik sahalardaki kayalıklar yüzeye çıkmıştır. Ayrıca doğal ot kompozisyonu da önemli ölçüde bozulmuş, hayvanların sevmedikleri dikenli (Astragalus) ve acı ot türleri (sütleğen-Euphorbia sp., sığırkuyruğu-Verbascum) yaygın- laşmıştır. Milât yıllarının başlarında varlığından söz edilen sedir ormanları ise tamamen yok edilmiştir.

 

NEMRUT DAĞI YÖRESİNDE DOĞAL ORTAMIN TURİZM YÖNÜNDEN ÇEKİCİLİKLERİ

Nemrut Dağı, M.Ö.'ki yüzyılın başında kurulan Kommagene Krallığı'na ait çeşitli tarihî eserler yönünden adını dünyaya duyurmuştur. Yöredeki turizm de bu tarihi çekiciliğe dayan- maktadır. Ancak yöre yaptığımız araştırmalarda tarihî turizm kadar önemli olan doğal yapıya ait turizm değerleri de bulunmaktadır.

Bunlar;

1- Karst topoğrafyası,

2- Yer  yapısı ile ilgili şekiller,

3- Yürüyüşe (Trekking ve Hiking) uygun sahalar,

4- Manzara seyretme uçuşları (Scienic flight),

5- Alpinizm vs.'dir.

Yörenin doğa çekiciliğini oluşturan turizm değerlerinin özel- likleri kısaca şöyledir (Doğa turizm haritası):

1- Karst Topoğrafyası

Günümüzde ayrı bir turizm kolu olarak gelişmeye başlayan karst turizmi, kireçtaşlarından oluşan karstik sahalardaki şekilleri görmeye yöneliktir. Kireçtaşlarının karbondioksitli sularla kimyasal yoldan çözünmeye uğramasıyla mağara, yeraltı akarsu kanalları, tüneller, karstik çukurlar ve taşların üzerinde oluklar (lapya) oluşmaktadır. Ayrıca karbondioksitli sularla çözünür hale geçen kalsiyum bikarbonatlı suların buharlaşması ile de mağaralarda sarkıt ve dikitler, hafif eğimli sahalarda travertenler (Pamukkale'de olduğu gibi) meydana gelmektedir.

Nemrut dağı yöresindeki kireçtaşlarında oldukça zengin bir karst topoğrafyası görülmektedir. Nemrut dağının kuzeybatısında başlayan kireçtaşları geniş bir kuşak şeklinde Kâhta çayına kadar uzanmaktadır .

Yörede belli başlı karst topoğrafyasına ait şekiller şunlardır:

a) Koyaklar (dolinler)

Nemrut dağının özellikle doğusunda güneye doğru eğimli kireçtaşları üzerinde erime sonucu oluşmuş yer yer 10-15 m derinliğinde 8-10 m çapında dar ve derin çok sayıda koyak (dolin) lar gelişmiştir. Bunların taban kısımlarında ise su yutanlar (sink holes) ve dev kazanları görülmektedir.

Tabakaların yataya yakın olduğu güneydeki sahalarda ise kenarları dik ve tabanları düz olan tava şeklinde dolinlere geçilmektedir. Bu dolin sahaları kuytu birer ortam oluşturdukları için içlerinde bazı endemik bitki türleri ve özellikle çalılar yer almaktadır. Temmuz ayı sonuna kadar karların bulunduğu bu dolinler, ülkemizde sadece Batı Toroslarda, Dalmaçya kıyılarında, İspanya'nın Mayorka adasında bulunmaktadır.

b) Lapyalar (oluklar)

Kireçtaşlarının yüzeylerinden sızan suların kimyasal yoldan taşı çözmesiyle meydana gelen oluklu şekiller, özellikle dolinlerin yamaçlarında çok yaygındır. Lapyaların bazıları çatlaklar boyunca gelişmiş olup çatlak sistemlerine uyum göstermektedir. Ayrıca lapyaların birleşmesiyle derinliği 1 m'yi genişliği aşan ve 30-40 cm'yi bulan derin lapyalar oluşmuştur. Som kayaların üzerinde ise birkaç cm derinliğinde, 3-5 cm genişliğinde ve 1 m'yi aşan uzunlukta lapyalar görülmektedir.

c) Su yutanlar (Sink holes)

Nemrut dağı yöresindeki büyük dolinlerin tabanlarının muhtelif kısımlarında yeraltına geçen suların aşındırması ile oluşmuş silindirik derin su yutanlar görülmektedir.

Genel bir değerlendirme yapıldığında, özellikle Nemrut dağının doğu kesiminde 1 km genişliğinde ve 2 km uzunluğundaki saha çok zengin ve görülmeye değer karstik şekillere sahiptir. Buradaki karstik şekiller turistlerin çok ziyaret ettiği İspanya'nın Akdeniz'deki Mayorka adasındaki karstik şekillere benzemektedir. Nemrut dağının doğusunda "karst yolu" olarak belirtilen güzergâh üzerinde  çeşitli karstik şekilleri turistlere göstermek mümkündür.

d) Kanyon vadiler

Karstik sahalarda yerüstü sularının geçtiği yerlerde suların kireçtaşını çözmesi sonucu oluşmuş kanyon, yani "U" şeklinde vadiler görülmektedir. Bu vadiler, Cendere köprüsü, Seytan köprüsü, Kayadibi köyü-Eski Kale arasındaki mevkiilerinde bulunmaktadır. Bilhassa Cendere köprüsü mevkiinde antiklinal kanadı üzerinde açılmış olan kanyon vadi, oluşum yönünden son derece ilginçtir. şöyle ki burada kireçtaşları üzerindeki genç tortullar üzerinde kurulmuş olan akarsu, yatağını derinleştirerek altta bulunan kireçtaşından oluşmuş temele saplanmıştır.

2- Yer Yapısı İle İlgili Şekiller

Yörede oldukça genç sayılan yer hareketleri (tektonik hareketler) sonucunda kırılmalar  ve kıvrılmalar olmuştur.  Yörede Eski Kale-Arsemlia arasında Kâhta çayına bakan dik yamaç, yer kırıkları (faylar) ile parçalanmış ve buradaki tabakalar faylarla kesilmiştir. Eski Kale tepesini kesen genç fay dikliği ve bunun üzerindeki fay aynası, görülmeye değer bir yapı oluşturmaktadır. Burası yer bilimcileri ve doğaya ilgi duyanların görmesi gereken sahalar arasındadır.

Yörede tespit edilen diğer bir kırık hat, Eski Kale tepenin kuzey eteğinden başlayarak Nemrut dağının güneyinden geçmektedir. Kayadibi köyü ile Eski kale arasındaki kırık hat üzerinde derin bir kanyon vadi açılmıştır. Bu kanyon vadinin dik olan güney yamacı fay dikliğine karşı gelmektedir.

Kireçtaşlarındaki kıvrım tipleri de görünüm açısından ayrı bir önem göstermektedir. Bilhassa Arsemlia'nın yanındaki antiklinal kanadı ve bunun üzerindeki diklik, ender bulunan sahalar arasındadır .

Antiklinal ekseni üzerinde olan Nemrut dağı ayrı bir topoğrafik diklik oluşturmaktadır. Yörenin güneyinde Gedik derenin açmış olduğu  vadi disimetrik bir vadi tipinde olup güneye doğru eğimli olan tabakalarla ofiyolitlerin kontağında açılmıştır. Burada vadinin güney kesiminde kuzeye bakan yamaç, güneye bakan yamaca göre daha az güneş radyasyonu aldığı için seyrek de olsa meşe ormanları ile örtülüdür.

Gedik vadisinin kuzey kesimindeki güneye bakan yamaç üzerinde  geniş çaplı bir heyelân meydana gelmiş ve heyelân eden kütle Gedik vadisine kadar ilerlemiştir. Heyelân eden kütle, burada temelde bulunan ve geçirimsiz bir zemin oluşturan peridotit-serpantin kayalarının bünyesine su alarak şişmesi ve dengesi bozulan yamaç üzerinden güneye doğru kayması sonucunda oluşmuştur. Heyelân sonucunda kuzeyde bulunan ve yeşil kütlelerin üzerine gelen kireçtaşları heyelân aynasında bir diklik oluşturmuştur. Bu diklik boyunca da karstik kaynaklar çıkmaktadır.

3-  Yürüyüşe Uygun Sahalar

Yöre engebeli bir topografya göstermesi ve uçurum (Falez) lara sahip olması nedeniyle doğa yürüyüşü açısından da önemli potansiyele sahiptir. Kamplı veya konaklamalı doğa yürüyüşü (Trekking) ve  günübirlik doğa yürüyüşü (Hiking) hem sportif hem de manzara seyretme, eğlence amaçlı olarak yapılmaktadır.

Kamplı doğa yürüyüşü, Eski Kale veya Arsemlia'dan başlayarak vadi boyunca Nemrut dağı güzergâhında yapılabilir. Burada dere içine veya yamaca kurulacak kıl çadırlarda kalınabilir. İkinci bir doğa yürüyüşü sahası, Karadut-Nemrut dağı güzergâhı- dır.  Üçüncü güzergâh ise Karadut-Gedik vadisinin güney yamacı üzerinden Nemrut dağına bağlanan güzergâhtır.

Hiking tipinde günübirlik yapılacak yürüyüşler; Nemrut dağından Govanguca tepe (1861 m) ve Önkar tepe (1971 m) üzerine yapılacak yürüyüşlerdir. Burada Kâhta çayının açtığı 600-700 m'lik dik ve dar kanyon vadiyi seyretme imkanı da vardır.

Nemrut yolu güzergâhından tepeler üzerinden kanyon vadilere doğru yapılacak yürüyüş sahaları da bulunmaktadır .

4- Manzara Görme Uçuşları (Scienic Flight)

Turizmde gelişen bir olgu da 600-650 m uzunlukta stabilize pistlere iniş-kalkış yapan 8-10 kişilik küçük uçuklarlar yapılan uçuşlardır. Nemrut dağının güneyindeki karstik plâto üzerinde yapılacak pistle, böyle bir uçuş yapılabilir. Scienic flight'la hem Nemrut çevresindeki engebeli topografya ve buradaki çok ilginç manzaralar  hem de Atatürk baraj sahası görülebilecektir.

5- Alpinizm

Oldukça yüksek bir saha olan Nemrut dağı ve çevresindeki yüksek sahalar Alpinizm denilen sahalar içinde bulunmaktadır. Burada  nem oranının çok düşük olmasından dolayı gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı fazladır; güneş radyasyonu şiddetlidir. Karstik sahaların bir bölümünü de içine alan bu sahalar; yürüyüş yapmak, buralardaki otsu bitkileri tanımak ve ayrıca güneşin doğuş ve batısını seyretmek açısından son derece idealdir. Günümüzde İskandinavya dağlarında da olduğu gibi yüksek yerlere çadır kurmak suretiyle gerçekleştirilen bu turizme doğru bir istek başlamıştır.

Kısaca Nemrut dağı yöresinde tarihî turizm yanında doğa yapısını ve doğal özellikleri konu alan turizm potansiyeline sahip bulunmaktadır. Nitekim Nemrut dağını ziyaret eden yabancı turistlerle yaptığımız söyleşide  turistlerin sportif ve manzara görme açısından yürüyüş yapma isteğinde oldukları, doğa ile baş başa kalarak doğanın içinde yaşama arzularının olduğu anlaşılmıştır. Özellikle uluslararası alanda ayrı bir turizm kolu olarak gelişmeye başlayan karst turizmi içinde Nemrut yöresi önemli bir potansiyel göstermektedir. Çok ilgi çekici olan karstik şekillerin tanıtılması hem yöreye olan turist akımını artıracak hem de ülkemizin önemli bir karstik sahasının ayrıntılı olarak tanıtılması mümkün olacaktır.

Doğa turizminin gelişmesi ile yörede turistlerin kalış süresi artarak turizm ayrı bir boyut kazanacak ve turistlerin bıraktıkları döviz miktarı da artacaktır.

 

SONUÇ VE ÖNERİLER

Nemrut Dağı, M.Ö.'ki yüzyılın başında kurulan Kommagene Krallığı'na ait çeşitli tarihî eserler yönünden adını dünyaya duyurmuştur. Yöredeki turizm de bu tarihi çekiciliğe dayanmaktadır. Ancak yaptığımız araştırmalarda tarihî turizm kadar önemli olan doğal yapıya ait turizm değerleri de bulunmaktadır. Bu nedenle Yörenin Tarih ve kültür turizmi yanında doğal turizm potansiyelinin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla yapılması gerekli bazı işleri şöyle sıralayabiliriz:

1- Yörenin hem tarihî hem de doğal turizm potansiyelini ve özelliğini belirtici ayrıntılı bir kitabın hazırlanması ve birkaç yabancı dilde (İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Japonca) yayımlanması,

2- Uluslararası büyük turizm firmaları ile temasa geçilerek daha fazla turistin gelmesinin teşvik edilmesi,

3- Doğal görünüşe uygun ve onun içinde sırıtmayacak yürüyüş yollarının belirlenmesi (şekil 6).

4- Turistlerin kalacakları çadır tipinde yeni sahaların inşası ve buralara günlük ihtiyaçları karşılayacak büfe, su ve tuvalet ihtiyaçlarını giderecek tesislerin yapılması,

5- Nemrut Dağı girişi olarak belirlenen Karadut Köyü, Oyfırat ve Kervansaray motellerinin bulunduğu sahada genişletme çalışmaları yapılarak  yeni parking sahalarının bulunması, daha fazla sayıda turiste hizmet verecek tesislerin yapılması,

6- Nemrut dağı yöresinin tarihî ve doğal turizmi konusunda turistlere ayrıntılı bilgi verecek rehberlerin yetiştirilmesi,

7- Konaklama sahalarında turistlere en iyi hizmetin verilmesi için personel eğitiminin yapılması,

8- Nemrut Yöresine hizmet vermek için çalışan Orman, Turizm ve Kültür Bakanlıklarına ait birimlerin bir araya gelerek iş bölümü yapmaları ve koordineli olarak çalışmalarının sağlanması,

9- Yöredeki köylerin turistlerin ziyaretine açılması için gerekli çalışmalar yapılması,

10- Yörede, yöre halkına hayvancılıktan sağlanan geliri karşılayıcı iş imkanları sağlanarak ağaçlandırma faaliyetlerinin yapılması gerekmektedir.

 

KAYNAKÇA

ATALAY, İ. , 1982, Toprak Coğrafyası , E.Ü.Sosyal Bil.Fak.yay.8, İzmir

ATALAY, İ. , 1983, Türkiye Vejatasyon Coğrafyasına Giriş , E.Ü.Edb.Fak.yay.19 , İzmir

ATALAY,I. , 1982, Türkiye Jeomorfolojisine Giriş , E.Ü.Sosyal Bil.Fak.yay.9, İzmir

DOĞANER, S. ,1985, Turizmde Doğanın önemi ve Türkiye'de Doğayı Koruma Çalışmaları , İ.Ü.Dnz.Bil.ve Coğr. Enst. BÜLTEN, 2,117124, İstanbul

DOĞANER, S. ,1991, Dağ Turizmine Coğrafi Bir Yaklaşım:Uludağ'da Turizm , AKDTYK COĞR. ARŞT. ,3,137158, Ankara

ERİNÇ, S. , 1971, Jeomorfoloji-II (2.baskı) , İ.Ü.Coğr. Enst.Yay.No:27 , İstanbul

KÖKSAL , A. , 1972, Doğu Anadolu'nun Turizm Coğrafyasına Dair , A.Ü. DTCFCOĞR.ARŞT.DERG. ,56,127138, Ankara

PEKCAN, N. , 1995,  Karst Jeomorfolojisi , Filiz Kitabevi , İstanbul 

 







 

 

 

Atalay, İ., Günek, H., Karadoğan, S., 2002, Nemrut Dağı ve Çevresinin Doğal Ortam Özellikleri ve Turizm Potansiyeli, Türkiye Dağları I. Ulusal Sempozyumu, Mayıs 2002, 352-358, Ilgaz Dağı/KASTAMONU.

 



[1] Dokuz Eylül Üniv. Eğitim Fakültesi -İZMİR

[2] Fırat Üniv. Fen-Edebiyat Fak. Coğrafya Bölümü - ELAZIĞ

[3] Fırat Üniv. Fen-Edebiyat Fak. Coğrafya Bölümü - ELAZIĞ

1 Ocak 1999 Cuma

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-1

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-2

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-3

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-4

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-5

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-6

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-7

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-8

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-9

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-10

Türkiye'de Tarih Ve Tarih Öncesi Çağlarda Yerleşmeler İle Doğal Ortam Arasındaki İlişkiler-11